Dünya’nın çeşitli ülkelerinde ve ülkemizde yapılan evlilikler resmi veya dini inançlara göre gerçekleşmektedir. Yapılan bu evlilikler neticesinde elde edilen tüm gayrimenkuller, para, mal varlığı, taşınır veya taşınmaz mallar, eşyalar, motorlu motorsuz taşıtlar ortak sayılmaktadır. Yapılan bu evliliğin son bulması ile elde edilen tüm varlıkların paylaşılması konusu sorun olmaktadır. Bununla beraber müşterek çocukların velayetleri genelde maddi konulardan önemli olup her iki tarafında istediği bir durum haline gelir. Boşanmadan ve ayrılıklardan en çok etkilenen şüphesiz çocuklardır. Taraflar malların paylaşımı ve velayet konularında anlaşmaya varamadıkları için karşılıklı olarak birbirlerine dava açarak çekişmeli olarak davalarını sürdürmektedir. Açılan bu davalar neticesinde çocuklar arada kalıp yaşanan kötü durumlardan zarar görüp psikolojik olarak çöküntü yaşarlar. Evlilik birliği içerisinde genelde kusurlu olan erkek eşleri ile barışmak, evliliği devam ettirmek veya ortak edinilmiş malların paylaşımında eşine mal veya para vermemek için çocukları bu duruma alet eder ve çocukları kullanırlar. Eşlerine çocuklarının yüzünü göremezsin diyerek velayetlerini alacaklarını belirtir çocuklarını koz olarak kullanmaya çalışırlar. Çocuklarının bu durumdan etkilendiği fark etmezler. Çocuklarını bu durumdan kurtarmak isteyen eşler ise velayet davasında eşinin kusurlu olduğunu evlilik birliği içerisinde iken yapmış olduğu kusurları ispatlamak zorundadır. Çünkü mahkeme esnasında Sayın mahkeme hâkimleri elle tutulur gözle görülür deliller neticesinde hüküm kuracaktır. Kusurlu olan eşin velayet talep etme hakkı ortadan kalkmasa da hakimin bu durumda vereceği karar değişecektir.
Ülkemizde yürürlükte olan Aile Hukukumuzu düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun altıncı bölümünde velayet konusu açıkça işlenerek boşanan eşlerin müşterek çocuklarının velayetlerinin, eğitiminin, sağlık durumlarının, bakımının ve hayatları ile her türlü durumun velayeti alacak olan tarafın sorumlulukları belirtilmiştir.
182.MADDE
Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Yukarıda verilmiş olan 182. Madde de müşterek çocuğun velayetinin ne şekilde hangi tarafa verileceği açıkça belirtilmiştir. Velayetin verilmediği taraf ise çocuk ile şahsi münasebet kurabilmesi için madde 323 te belirtilmiştir.
323.MADDE
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.
Yukarıda da belirtildiği gibi velayetin verilmediği taraf çocuk ile görüşebilmek için mahkeme hakimlerinden talepte bulunmalıdır. Bu talebin neticesi gelene kadar ise velayeti alan tarafın rızası ile görüşme sağlanmaktadır. Bu durum ise madde 326 da açıkça belirtilmiştir.
326. MADDE
Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları saklıdır.
Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velâyet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.
Yukarıda velayet ile ilgili yürürlükte olan kanun maddeleri açıkça belirtilmiştir. Bu maddeler neticesinde çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceği, ne şekilde verileceği, alamayan tarafın ne şekilde çocuğu göreceği gibi hususlardan bahsedilmiştir. Varılacak olan sonuç ise velayet konusunda delillerin etkisi çok büyüktür. Deliller ışığında kurulacak olan hükümler ile çocuğun velayetinin alınması ve bağlanacak olan nafakanın miktarını etkilemektedir.
Bu duruma örnek vermek gerekir ise eşini aldatan, alkol alan, haysiyetsiz yaşam sürüp sadakatsiz davranan kişinin çocuklarına kötü örnek teşkil edecek olması sebebi ile çocuğun, düzeni, hayatı, eğitimi, sağlığı gibi konularla yakından ilgilenemeyeceği, ebeveyn olarak üzerine düşen sorumluluklarını yerine getiremeyeceği ispatlanacağından bu kişinin çocuğunun velayetini alması zorlaşacak hatta imkânsız hale gelecektir. Elle tutulur gözle görülür deliller ile kişilerin cinsel sapkınlıkları, uyuşturucu kullanımları, gereksiz keyfi yere çok para harcaması gibi çocukları kötü etkileyecek olan durumların ispatlanması durumunda da aynı süreç yaşanacaktır. Bunun dışında velayeti alamadıkları gibi şahsi münasebet kurulması için çocuk ile yapılacak olan görüşmelerin süresini de bu durum etkilemektedir. Normalde her hafta sonu görüşme kararı verilecek iken bu deliller neticesinde 2 hafta da bir veya ayda 1 kez görüşme kararı, görüşmenin başlama ve bitiş saatlerinin belirlenmesi, görüşme esnasında çocuk ile ebeveynin yanında anne veya babası veyahut uzman pedagog, sosyolog, çocuk gelişim uzmanı gibi kişilerin refakat etmesi gibi durumlarda hâkimler tarafından verilebilir. Bu deliller ışığında verilecek olan kararları Yargıtay Dairelerinin de onayladığı görülmektedir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi tüm hususlar incelendiğinde hukuka uygun elde edilen delillerin velayet konusunda etkisinin çok fazla olduğu ayrıca verilecek olan nafaka miktarının tespit edilmesi de bu deliller ışığında olduğu görülecektir. Velayet konusu çocuklarınızın hayatını etkileyecek en önemli husus olması sebebi ile bu konuyu tecrübesiz, konuya uzak, yanlış iş ve işlem yapacak kişilere emanet edilemeyecek kadar önemli bir konudur. Bu durumdan en az zarar ile çocuğunuzu kurtarmak için profesyonel hizmet anlayışına sahip kişi veya şirketler ile görüşmenizi tavsiye ederiz. Aksi taktirde çocuklarınızın hayatlarını riske atıp onların üzülmelerine sebep olabilirsiniz. Şirketimiz İzmir dedektiflik A.Ş. yaklaşık 25 yıllık tecrübesi ile tüm konularda hizmet verdiği gibi velayet konusunda da uzman ekipleri ile siz değerli vatandaşlarımıza 7 gün 24 saat 444 7 635 numaralı kurumsal müşteri hattından bilgi vermektedir.
Web sitemizde yayınlanan hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir.
Saygılarımızla İzmir Dedektiflik A.Ş.
İzmirdedektiflik.com içeriğinde yayınlanan Özel Dedektiflik bilgileri Bilal KARTAL tarafından yazılmıştır. Bu yazıların tüm telif hakları İzmir Dedektiflik Hizmetleri A.Ş ye aittir. Tüm yazı ve içerikler aidiyet tescili bakımından elektronik imzalı zaman damgası ile mühürlenmiştir. Sitemizdeki yazı ve içeriklerin yazılı izin alınmadan bir kısmı veya tamamı kopyalanarak başka web sitesi, yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanması durumda FSEK kapsamında işlem yapılarak her türlü yasal haklarımızı kullanarak 5846 Kanun numaralı FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU ile TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ UYARINCA hukuki ve cezai yasal işlemler başlatılacaktır. Ayrıca tüm site içeriğinde bulunmakta olan Özel Dedektiflik bilgileri uluslararası DMCA fikir hakları sistemi ile korunmakta olup, web sitemizde yayınlanan makaleleri izinsiz olarak kısmen veya tamamen alıntı yapan değiştirerek yayınlayan tüm web sitelerini Google ve benzeri arama motorları sıralama listelerinden süresiz olarak kaldırmaktadır. Diğer kanun maddeleri hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir. Bu bilgilerin sahiplerinden izinsiz olarak kullanılmasıda yasal sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılarımızla.