Evlilik kutsal bir kurumdur. Ancak karşılıklı rızaya, gerçek sevgiye, güvene ve verilen sözlere dayanarak sağlıklı bir şekilde yürütülebilir. Evlilik kurumun çöküşünü gerçekleştiren en büyük etken ise kuşkusuz aldatmadır. Ahlaka aykırı olan bu durum aynı zamanda kişisel hakların da ihlali anlamına gelmektedir. Aldatma pek çok farklı türde gerçekleşebilir. Bedensel olarak başka biri ile cinsel birliktelikten, duygusal olarak yine evlilik dışında birine karşı gönül bağı duyma da aldatmanın örnekleri arasındadır. ALDATMA NEDİR? diye sorulduğunda her insan bu sorunun cevabını merak etmektedir.
Aldatma Türleri
İki tür aldatma eylemi vardır bunlardan birincisi cinsel aldatma ikincisi ise duygusal aldatmadır. Genelde duygusal ve cinsel olarak gerçekleşen aldatmalar evlilik kurumuna her açıdan zarar verecek boyutlardadır. Çünkü kişi bir başkasına ilgi duyduğu ve onu odak noktasına aldığı zaman evliliğindeki sorumluluğunu ihmal edecek verilen sözlerin altını oyarak eşine karşı ciddi bir haksızlık içerisine girecektir.
Güveni Öldürür
Aldatılan taraf bunu bilmediği ve hissetmediği sürece eylem ortaya çıkana ve artık geri dönülmez noktaya gelene kadar olayın ciddiyetinin farkına varmaz. Aldatan taraf ise yaptığı bu eylem için farklı bahaneler üreterek kendi içinde haklılığını kanıtlamaya ve yaptıklarını mazur göstermeye çalışarak vicdanını rahatlama yoluna gider. Evlilik birliğini kökünden sarsan, güveni alt üst eden ve boşanmaya kadar giden sürecin sebebi olan aldatmalar sonraki ilişkilerin durumunu da ciddi oranda etkileyerek aldatılan kişinin ruhsal bir çöküntü yaşamasına da sebebiyet verecektir.
Heyecan Tutkusu
Gizli olması sebebi ile heyecanı yüksek bir eylem olan aldatma bazen sadece bu heyecanın yaşanması amacı ile de gerçekleşebilir. Toplum tarafından kabul edilebilirliği olmayan bu eylemin ortaya çıkması her iki taraf için de istenmeyen durumların yaşanmasına sebep verir. Bu yüzden kişi yakalanma riski meydana geldiği zaman genelde inkâr yoluna gider.
Yüzleşme korkusu
Aldatan kişi bu eylem için pek çok bahane bulabilir. Evliliğinde heyecan kalmadığının iddiasından, başka birine karşı beklenmedik bir aşka, yaşanmamış gençliğin acısını çıkarmaktan anlık dürtülerin ardına sığınmaya kadar bu bahaneler her aldatmada kendine yer bulacaktır. Bahaneler ne kadar ikna edici görünürse görülsün hiçbir aldatma kabul edilemez. Sorunun çözümü için iletişim ve gerektiğinde karşılıklı saygı çerçevesinden ilişkiyi kesmek çok daha onurlu bir davranış olacaktır. Oysa aldatma eyleminde iki tarafı idare etme ve yüzleşmeden korkmak gibi onurlu bir insan doğasına yakışmayan bir durum vardır.
Kendini ikna eden bahaneler
Aldatmanın en büyük mazereti genelde baskılanmış cinsel ve duygusal isteklerdir. Ayrıca eş ile beklentilerin karşılanmaması da yine aldatan kişinin sığındığı bahaneler arasındadır. Ancak sebep ne olursa olsun gayri ahlaki bu durumun çözüm olmak yerine her iki tarafı da çok daha kötü durumlara sokacağını unutmamak gerekiyor.
İnkâr ve yalanlar
Aldatma ortaya çıktığında inkâr faktörü de işe yaramadığı zaman genelde çiftler birbirlerini suçlamaya başlarlar. Hatta gerçek sebep dile getirilmeden gerçek sebebin çözümüne yönelik adımlar atılmadan havada uçuşan suçlamalar aldatma kadar acı verici seviyeye düşebilir. Bu suçlamaların asıl amacı da boşanma sürecinde kanun önünde suçu tek başına sırtlamaktan kaçınmak ve karşı tarafın kusurlu olduğunu iddia ederek boşanma aşamasının gerektirdiklerini üstlenmekten kurtulmaktır. Bu maddi manevi tazminat ödemekten çocuklar ile ilgili tasarruflara kadar değişebilir. Genelde bu sürecin ağırlığını düşünmek ve bundan kaçınmak için aldatan taraf yalan söyleme yoluna sıklıkla başvurmaktadır.
Yalanlar ortaya çıktığında
Gizli ve gerçek olmayan her bilgi kulaktan dolma ifadeler yerine profesyonel bir araştırma ile kolayca yalanlanabilir. Bu sayede haklı ve haksız arasındaki birbirine karışmış durumlar da keskin bir çizgi ile ayrılabilir. Özelikle boşanma aşamasında haklı tarafın gereksiz ve ağır ithamlar altında kalarak sahip olması gerekenlerden mahrum olmasının da önüne geçilecektir.
Web sitemizde yayınlanan hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir.
Saygılarımızla İzmir Dedektiflik A.Ş.
İzmirdedektiflik.com içeriğinde yayınlanan Özel Dedektiflik bilgileri Bilal KARTAL tarafından yazılmıştır. Bu yazıların tüm telif hakları İzmir Dedektiflik Hizmetleri A.Ş ye aittir. Tüm yazı ve içerikler aidiyet tescili bakımından elektronik imzalı zaman damgası ile mühürlenmiştir. Sitemizdeki yazı ve içeriklerin yazılı izin alınmadan bir kısmı veya tamamı kopyalanarak başka web sitesi, yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanması durumda FSEK kapsamında işlem yapılarak her türlü yasal haklarımızı kullanarak 5846 Kanun numaralı FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU ile TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ UYARINCA hukuki ve cezai yasal işlemler başlatılacaktır. Ayrıca tüm site içeriğinde bulunmakta olan Özel Dedektiflik bilgileri uluslararası DMCA fikir hakları sistemi ile korunmakta olup, web sitemizde yayınlanan makaleleri izinsiz olarak kısmen veya tamamen alıntı yapan değiştirerek yayınlayan tüm web sitelerini Google ve benzeri arama motorları sıralama listelerinden süresiz olarak kaldırmaktadır. Diğer kanun maddeleri hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir. Bu bilgilerin sahiplerinden izinsiz olarak kullanılmasıda yasal sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılarımızla.